10 Şubat 2016 Çarşamba

Düşüncemin Uçurumlari

Yüzü ihtimallere karşı çığlık atan bir sonbahardı'
sessizlik morfin gibi gecenin damarlarında gezinirken
dışarda çamaşırları kurşuna dizen bir rüzgar
kırılmadık kemiğini bırakmadı karanlığın
içerdeyse elden ele dönen bir sigaraydı yalnızlık
çiftlemek yasak dedim duymadı
kucağımda sigortasız çalışan bir hayat kadını
kahkahası söndürüyor dudaklarımdan bir bir umutları
bense kapatılan bir pavyon kadar ağlamaklıydım
soluğu bıçak gibi tenimde bilenirken
'tarih kitapları neden yazmaz ki aşk savaşlarını?'
hala diyalektik peşindeydim olmuyordu atamıyordum
artık tedavülden kalkmalıydı hayatım fakat
kopartamazdım onu eğreti bir çiçek gibi avuçlarımdan
ıssız cami avlularına bırakılan çelenkler kadar kutsaldı oysa
acılarımı mayın gibi gömdüm damarlarıma
şimdi nereye dokunsa patlıyor usturam
son kez çirkin olmak istiyorum aynada
ölüme ufak ufak poz verirken
çığlıklarım yükselsin
müstehcen bir dua gibi tanrıya
ve dişlerimde pıhtılaşsın tüm günahlarım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder