18 Aralık 2015 Cuma

“Huzurlu musunuz orospu çocukları?! Rahat uyuyor musunuz?!”

Ruhumu saran dikenli teller gibi sıkıyor bu gece karanlık beni, nefesimi kesiyor.

Dışarda çakan şimşek, fotoğraf makinesinin flaşını anımsatıyor.

“Zevk alıyorsun bundan, değil mi? Başka pozlar da vermemi ister misin Tanrı’m?”

Hayli sarhoşum.

Duvarın kenarına dizdiğim boş şişeler, hala hayatını alt üst ettiğim kadınların sayısına yetişemedi.
Masada duran paketten bir sigara daha eksilirken, odaya hakim duman hüzmesi bir kat daha kalınlaşıyor.

Yeni bir şişe şarap açmaya karar verdim, çekip söktüm mantarı; şarabın bekaretini bozdum. Dudaklarıma dayadım şişenin ağzını.
Biraz daha karardı oda.

Camı açıp haykırabilirim;

“Huzurlu musunuz orospu çocukları?! Rahat uyuyor musunuz?!”

Ya da kendimi aşağı bırakabilirim. 
Neyse…
Bir sigara daha yakabiliyorum.
Evet, bunu başarabilirim.

Bu gece öleceğim.
Cesedim kokana kadar nerede olduğumu bilmeyecek kimse.

Koku demişken, odam yeterince berbat kokuyor. Kimse gelmedi ama?

Belki de öldüm çoktan.
Nasıl?
Bilmiyorum.
Camdan atlayacaktım.
Atladım mı?
Hayır.
Sigaran var mı?
Az önce yaktım zaten

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder